Kurtuluş Savaşı  
  Ana Sayfa
  Kurtuluş Savaşının Gerekçesi
  Kurtuluş Savaşının Önemli Komutanları
  => Mustafa Kemal
  => Kazım Karabekir
  => İsmet İnönü
  => Rauf Orbay
  Cepheler
  Mustafa Kemal'İn Samsun'a Çıkışı
  Amasya Genelgesi
  Erzurum Kongresi
  Sivas Kongresi
  Meclis'in Açılması
  Sevr Anlaşması
  1.İnönü Savaşı
  2.İnönü Savaşı
  Sakarya Meydan Muharebesi
  Büyük Taaruz
  Mudanya Ateşkes Anlaşması
  Lozan Barış Anlaşması
  Kaynakça
  İLETİŞİM
  ***KÖŞE YAZISI***
Rauf Orbay




Kurtuluş Savaşı'nda Rauf Orbay



B
alkan Savaşları’nda yenilgilerin yanısıra teselli verici başarılar da vardı. Bu başarılar karada değil, denizlerde yaşanıyordu. Aslında tek bir savaş gemisinin başarıları söz konusuydu. amidiye Savaş Gemisi’nin...

H
amidiye Savaş Gemisi, 1903 yılında Osmanlı Donanması’na katılmıştı; ama çok geçmeden Akdeniz’i yeniden bir Osmanlı denizi yapmayı başarmıştı. Hamidiye’nin kimi zaman vur-kaç taktiğiyle, kimi zaman “akın harekâtı” adını verdikleri gözü kara, korsan atılışlarla elde ettiği başarılar halkta büyük bir umut ve heyecan yaratmıştı. Art arda kazandığı başarıların ünü o denli büyümüştü ki, Akdeniz’e “Hamidiye Denizi” denmeye başlanmıştı.
Bu savaş gemisinin “kaptan”ı, 
Hüseyin Rauf adında, genç bir deniz subayıydı. İlerideki yıllarda “Hamidiye Kahramanı” diye anılan

Hüseyin Rauf, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş çalışmalarında da ön sıralarda yer almıştır.
 

Kurtuluş Savaşı’nın ilk saatinden cumhuriyetin kurulmasına değin geçen sürede Mustafa Kema
l’in izinde ve çizgisinde “semper fidelis” yani “her zaman sadık” deyimiyle tanımlanan bir bağlılıkla sürdürdüğü savaşımı, tıpkı Hamidiye zaferlerinde olduğu gibi destansı boyutlardadır. 

Rauf Orbay, 
Mustafa Kemal ile aynı yaştadır. Vali ve Osmanlı Ayan Meclisi üyesi Muzaffer Paşa’nın oğludur. Babasının görevi gereği askeri eğitimine Libya, Trablusgarp’ta başladı. İstanbul’da Deniz Harp Okulu’nu ve Askeri Mühendislik Okulu’nu bitirdi. Denizcilikteki görevleri zamanla öylesine boyutlandı ki, “Gemisini yüzdürmediği deniz ve okyanus kalmadı” dense yeridir. Bu özelliğiyle, birçok kez Uluslararası Su Yolu Komisyonları’nda Osmanlı temsilciliği yaptı. İngilizce, Fransızca ve Almanca’yı kusursuz bir yetkinlikle biliyordu.Rauf Orbay, İttihat ve Terakki Partisi önderlerinden Enver Paşa’nın yakın dostuydu. Bu dostluk ona çetin ve karmaşık görevler yüklemişti. Bunlar arasında yeni kurulan Afganistan’ı İngiliz etkisinden kurtarıp Türkiye saflarına çekmek de vardı. 

Afganistan ordusunun eğitimi için Enver Paşa tarafından resmen görevlendirilmişti. Hiç bilmediği, adı henüz haritalarda olmayan bir ülkeye ulaşabilmek için yanındaki az sayıda yardımcısıyla büyük bir uğraş verdi. Sonunda İran’da Kirmanşah’a ulaşabilmiş daha fazla gitmenin olanaksızlığını görmüştü. Buradayken Enver Paşa tarafından İran Cephesi Komutanlığı’na atandı. Ardından Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanınca, İstanbul’a geldi. 1918 yılında, Ahmet İzzet Paşa kabinesinde denizcilik bakanı oldu. 


R
auf Orbay’ın uluslararası birçok görüşmede Osmanlı Devleti’ni başarıyla temsil etmesinde engin görgüsü ve güven verici kişiliği önemli bir etkendi. Ne var ki, Osmanlı Devleti, tam bir teslim belgesi olan Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmış, üstelik bu imzayı Osmanlı Devleti adına Rauf Orbay atmıştı. Rauf Orbay imzayı, işgal güçleri komutanından kopardığı birçok taviz karşılığı attığına inanıyordu. Ama bu taviz ve centilmenlik anlaşmaları kağıt üzerinde ve sözde kaldı. İngiliz, Fransız ve İtalyanlar, verdikleri sözleri, ancak bir sömürgeci anlayışın sahiplerinden ve işgalci saldırganlardan beklenen bir davranış biçimiyle, hemen unuttular,verdikleri sözleri hiçbir zaman tutmadılar. 

R
auf Orbay, karşılaştığı düş kırıklığına karşın, ülke için kurtuluşun başka yollarla olanaklı olacağını görmüştü. Balkan Savaşı sırasında Bolayır’da tanıştığı Mustafa Kemal ile öteden beri sık sık bir araya gelerek kurtuluş planları yapıyorlardı. 

Hüseyin 
Rauf , Damat Ferit hükümetinin işgalcilere karşı uysal tutumunu protesto ederek deniz albayı rütbesindeyken askerlikten ayrıldı. Bu arada birlikte çalıştıkları arkadaşları Fethi Okyar işgalcilerce tutuklanmıştı. 

Kendisi ve 
Mustafa Kemal hakkında mütareke basınında karalayıcı bir kampanya başlayınca, Mustafa Kemal ile durumu değerlendirerek savaşımı Anadolu’da sürdürme kararına vardılar. Mustafa Kemal’in sağ salim Samsun’a çıktığını öğrendikten hemen sonra, o da 24 Mayıs’ta yola çıktı. Ege üzerinden Ankara’ya giden Rauf Orbay, yol boyu Kuvâ-yı Milliye örgütlerinin kurulması ve direnişçilerin birleşmesi için çalıştı. Ankara’da Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile, Amasya’da Mustafa Kemal Paşa ile buluştu. İlk bağımsızlık bildirgesi olan Amasya Tamimi’ni birlikte hazırlayan paşalar, buradan Erzurum’a, ardından Sivas’a geçerek yaptıkları kongrelerle ulusal güçlerin tek bir çatı altında toplanmasını başardılar. Bu başarının somut sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşu oldu. 

Bu çalışmaları sırasında, İşgal Güçleri Komutanı General Milne tarafından Rauf Orbay için tutuklanması kararı çıkarıldı. Kurtuluş Savaşı önderlerinin bu karar karşısındaki tutumları tarihsel önemdedir. Ankara’dakiler, tutuklama kararına, tam o günlerde açılan Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Rauf Orbay’ın Sivas milletvekili olarak katılmasını kararlaştırarak yanıt vermişlerdi. Bu amaçla Rauf Orbay’ı İstanbul’a gönderdiler. Osmanlı Meclisi’nde bir grup kuran ve Misak-ı Milli Kararı’nın kabul edilmesini sağlayan Rauf Orbay’ın işgal güçlerince her an tutuklanmasını bekliyorlardı. Beklenen oldu ve Rauf Bey, Bekir Sami Bey ile birlikte tutuklanıp Malta’ya gönderildi. 

Bunun üzerine 
Mustafa Kemal, o günlerde Anadolu’da bulunan Binbaşı Rawlinson’u gözaltına aldırdı; Rauf Bey ve Malta sürgünleri bırakılana değin de bırakılmayacağını açıkladı. Bu olay dünya çapında yankı yarattı. Kuvâ-yı Milliye güçlerinin taktiği başarıya ulaşmış, dünya kamuoyu Türkler’in direnişini ve kararlılığını duymuştu. Çok geçmeden öteki Malta sürgünleriyle birlikte Rauf Bey de özgürlüğüne kavuştu. Ama artık görev yeri TBMM’ydi. Oy birliğiyle meclis başkanlığına seçildi. Bir yandan da Bayındırlık Bakanlığı görevini sürdürüyordu. 1922’de de büyük oy çoğunluğuyla başbakanlığa seçildi. 

Rauf Bey, Büyük Taarruz’dan sonra başlayan zafer günlerinde Mustafa Kemal ile tam bir anlaşma içinde Lozan görüşmelerini hazırladı. Lozan’da Türkiye’yi kendisinin temsil edeceğini bekliyordu. 


Ama bu görev için İsmet Paşa seçildi. 
Rauf Orbay, Lozan görüşmeleri süresince İsmet İnönü ile birçok “diplomasi tekniği” konusunda anlaşmazlığa düştü. Onların bu anlaşmazlığında Mustafa Kemal, ağırlığını İsmet Paşa’dan yana koyunca, gururuna düşkünlüğü ile tanınan Rauf Orbay bu “yenilgi”yi içine sindiremedi ve başbakanlıktan istifa etti.
Kurtuluş Savaşı  
   
DUYURU  
 

DUYURU PANOSU

Site Yönetimi

SİTEMİZ PERFORMANS ÖDEVİ SEBEBİYLE YAPILMIŞTIR. AKTİF KALACAKTIR VE GELİŞTİRİLMESİ DEVAM EDECEKTİR. TAKİPTE KALIN...
''-Site Yönetimi-''

 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol